Cinsel İstismarın Çocuk Üzerindeki Etkileri

Çocukluk çağında yaşanan cinsel istismar çoğunlukla gizlenir. Ço­cuk, istismarı pek çok farklı nedenden dolayı çoğu zaman hiç kimseyle paylaşmaz. Yaşına ve yaşananların farkındalığına bağlı olarak bazen çocuk, yaşadığının bir istismar ya da taciz olduğunun farkında bile olmayabilir. Bu durumda, paylaşılmayı geciktiren veya engelleyen bir faktör olarak kar­şımıza çıkmaktadır. Bazen de tacizcinin baskısı ve çocuğun korkusu istis­marı anlatmasını engelleyebilir. Bu ve benzeri nedenlerle birçok vakada istismar yıllarca gizli kalır. Bazen ileri yaşlarda tetikleyen durumlar ortaya çıkınca erken dönemlerde yaşanılan istismarın başkaları ile paylaşılması söz konusu olabilmektedir. Bu da, çocuklukta yaşanan travmanın bilinçal­tında süren ve örtülen kısmının bireyin üzerindeki etkilerinin devam et­tiğinin bir göstergesidir. İstismarı saklama sebeplerinin başında suçluluk psikolojisi yatmaktadır. Yaşanan durumun kendisinden kaynaklandığı dü­şüncesi ya da açığa çıkmasının kendisinde oluşturacağı utanç ve suçluluk duygularının ezikliği, kişinin iç dünyası ile ilgili faktörler bireylerin istismarı bilinçli ya da biliçsiz şekilde yadsımalarına sebep olmaktadır. Birçok du­rumda yaşananların bir günah olarak çerçevelendirilmesi ve işlenen gü­nah nedeni ile cezalandırılacağı ya da terk edileceğine dair hislerle, utanç ve suçluluk duygularının meydana getirdiği duygusal baskı ve karmaşıklık, istismarın saklamasına neden olabilir. Bazı durumlarda ise cinsel istismar saklanamayacak şekilde ortadadır. Örneğin cinsel istismar sırasında çocuk fiziksel olarak zarar görmüşse, yaşananların izleri bedeninde görülüyorsa çocuğun yakınındakiler (ebevynler veya öğretmenler gibi) bunu açıkça gö­recektir. Böyle bir durumla karşılaşıldığında ise iki seçenek ortaya çıkar. Belirtileri gören yetişkin; ya korku, endişe veya benzeri sebeplerden dolayı görmezden gelebilir ya da olayın üstüne gitmeye karar verirse istismar adli makamlara yansır.